Anne-ÇocukYaşam

Çocuk Evlilik Kurtarma Aracı Değildir

Çocuk ve hayvanlar aslında asla karşılaştırılmaması gereken iki canlı türüdür, fakat hayvanlardan sonra, dünyanın en masum canlıları nedir diye soracak olursanız, çocuklardır. Bütün kötülüklerden bir haber, sadece hayatını yaşamaya çalışan çocuklar. Okullarda aldığımız dersler, anne ve babaların, bir çocuğun nasıl dünyaya geldiğini anlatması üzerinden, çocukların nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Daha da önemlisi, her kadın kendisine ait bir çocuğu olsun ister, kendisinden bir parça. Bütün bunlar hoş güzel, fakat maalesef bazı aileler, çocukları araç olarak kullanmaya başladıklarında her şey değişiyor. Öyle bir zihniyet olmuş ki, bazı aileler çocukların evliliği kurtardığını düşünüyor. Evlilik yuva kurmak için bir adımdır, yuva kurmak evlilik için bir adım değildir.

Kendinize ait bir yuva kurmak veya oluşturmak istediğiniz için evlenirsiniz. Evlendikten sonra, bir evin veya yuvanın önce bir kadını ve erkeği, dolayısıyla bir karı koca olur, sonra zaman geçince, her iki tarafta kendisini hazır hissettiğinde, yuvayı tamamlayacak bir çocuk dünyaya getirilebilir. Dikkat edin, yuvayı tamamlayacak çocuk, evliliği kurtaracak çocuk değil. Bir çocuk veya bebek, hiçbir zaman evliliğin aracı değildir. Hatta bir araç olarak düşüneceksek, evliliğin aracı aslında erkek ve kadındır. Neden mi? Çünkü bir kadın ve erkek olduğu zaman evlilik gerçekleşir. Evliliklerini kurtarmaya çalışmak için bir çocuk dünyaya getirme zihniyeti, gerçekten tabiri caizse çok cahilce bir düşüncedir. Resmen çocuğu kullanıyorsunuz.

Çocuk doğduğunda bir şey anlamayacaktır, fakat en azından anne ve babasını gün geçtikçe tanıyacaktır ama bir süre sonra, daha detaylı düşünebilecek yaşa geldiğinde, çocuk merak etmeyecek mi, “Annem ve babam beni seviyor mu?” diye. Tabii ki merak eder ve en doğal hakkıdır, çünkü o kadar çok annelik yapamayan veya babalık yapamayan kadın ve erkekler var ki, gerçekten çocuklar kendilerini kullanılmış bile hissedebilirler. Bazen, çocuk esirgeme kurumlarından evlatlık almak isteyenler olabiliyor, fakat neden evlatlık almak istiyorlar;

1) çünkü gerçekten bir çocuk sahibi olmak istiyorlar,

2) çünkü bazen maalesef tanrının verdiği bir durumdur, bir çift hangi yola başvurursa başvursun çocuğu olmaz ve en sonunda bir çocuk sahibi olabilmek için çocuk esirgeme kurumlarına başvurur veya

3) çocuk araç olur ve kadın özellikle evliliğini kurtarmak için çocuk sahibi olmak ister.

Kimileri çocuk ile evlilik mi kurtulurmuş diyebilir, kimi ise tabii ki evliliği çocuk kurtarır diyebilir. Herkesin düşüncesi ve duyguları kendine, fakat bir çocuk asla bir araç değildir. Ancak bir çocuğa bakabilecekseniz, çocuk sahibi olabilirsiniz. Onu bir gün ortada bırakmayacaksanız veya “bazı anneler” gibi cami avlusunda bırakmayacaksanız, çocuk sahibi olabilirsiniz. Çocuk sahibi olmak, bir oyuncak sahibi olmak değildir. Bebekleri sevmek ve onlarla oynamak her zaman hoşumuza gider, fakat araç değillerdir. Çocukların hayatı yaşamaya hakları var. Maalesef çocuklar dünyaya gelirken, bir seçim yapma hakkına sahip olmuyor, kaldı ki hiçbirimizin öyle bir hakkı yok. Kimse tutup ta anne karnındayken bize, “Dünyaya gitmek istiyor musun?” diye sormaz.

anne ve çocuk

Hatta “kazara olan çocuklar” vardır ya, onların hayatı gerçekten sorumsuz karı kocaya ait. Kazara çocuğun dünyaya gelmesi ne demektir? Çocuk sahibi olmak istiyorsanız, evliliğinizi kurtarmak veya kocanız ile aranızdaki sorunları çözmek için çocuk sahibi olmamalısınız. Çocuk sizin için bir hediye olması gerekir. Çocuğun yuvanıza artı mutluluk ve sevgi getirmesi gerekir. O kadar çok çocukları araç olarak kullanan aileler var ki, aslında onları gördükçe hem üzülüyorsunuz, hem de öfkeleniyorsunuz. Araç olarak kullanılan çocukların psikolojisi o kadar farklı oluyor, davranışları, hal ve hareketleri, konuşma tarzları o kadar farklı oluyor ki, gerçekten o evde sorunların yaşandığını anlıyorsunuz. Aslında size burada bir tane örnekten bahsetmek gerekir. İsim vermeden bahsedeceğim örnek, daha ancak 10 yaşına gelecek bir kız çocuğu ile ilgili.

Bu kızın annesi ve babası zaten ayrı, yani boşanmışlar. Çocuk ise çoğu zamanı anneanne veya babaanne ile geçiriyor. Haftanın birkaç günü yanlış hatırlamıyorsam, babayı görüyor. Anne zaten çalıştığı için, bırakın görmeyi çocuğa bakmıyor bile. Tabii bunlar aslında iyi ki de canlı olarak gördüğüm şeyler değil, bir aracı anlatıyor, fakat böyle bir durumun yalanı olamaz. Kız aslında benden müzik dersi alıyordu. Başlangıç piyano dersi ve her şey çok iyi gidiyordu, fakat bir gün piyanodan sıkıldığını ve işin tuhaf tarafı, gitara geçmek istediğini söyledi. Neden gitar diye sorulunca, gitarın piyanodan daha kolay olduğunu dile getirdi. Şimdi daha 10 yaşına bile gelmemiş bir kız çocuğundan mantıklı bir cevap almanız neredeyse imkansız. Bu sebeple gitarın piyanodan daha kolay olabileceğini düşünmesi tamamen hayali.

Anne ve babanın ne düşündüğünü bilemeyiz, fakat özellikle anneannesi bu duruma çok üzülüyordu. Çocuk bir süre ara verdi, fakat sonra bıraktı. Çocuğun bir akrabasıyla görüştüğümde ise, çocuğun çok maymun iştahlı olduğunu ve bir daldan bir dala konduğunu, fakat genel anlamda bunun sorumlusunun anne ve babası olduğunu söyledi. Daha da açık konuştu ve çocuğun evliliği kurtarmak için bir araç olarak dünyaya getirildiğini söyledi, fakat öyle görünüyor ki, çocuğun dünyaya gelmesi anne ve babasını bir araya getirmeye yetmemiş, çünkü alakası yok, çocuk bir araç olamaz. Çocuk dünyaya geldi diye, örneğin eve geç gelen anne, biranda eve erken gelmeye başlamayacak veya dışarıda eğlenen bir baba, biranda çocuk var diye bütün vaktini evinde geçirmeyecek.

 

Hem anne hem baba da, içinde değişmek varsa, doğru bir karı koca, doğru bir anne ve baba olmak varsa, çocuk dünyaya geldiğinde değişir ve her şey düzelir, fakat içinde olmadıktan sonra, ha çocuk gelmiş dünyaya ya da gelmemiş, hiç fark etmez. Bu öğrencimin durumu biraz buna benzemiş. Anne ve baba ilgisi görmediğinden, çocuğu anneanne veya babaannesi büyütmüş, fakat ilgi görmediği için anneanne ve babaannede aslında biraz şımartmış. Bu sebeple çocukta tam olarak ne istediğini bilemez hale gelmiş ve kafasında yapmak istediği şeyler oturmuyor. Bir gün müzik yapmak istiyorum diyor, sonra birkaç gün veya birkaç ay geçtikten sonra, bu seferde resim yapmak istiyorum diyor.

 

Halk dilinde maymun iştahlılık deriz, fakat bu maymun iştahlılık değil, çünkü daha 10 yaşına gelmemiş bir çocuğun kafasında ne istediğini net olarak bilmesini bekleyemezsiniz. Üstün zekâlı çocuklar vardır, onlar istisnai, fakat normal bir çocuktan ne yapmak istediğini bilmesini bekleyemezsiniz, mümkün değil. Çocuk birçok şeyi belli bir yaşa kadar denemek isteyecektir. Bunun da önüne geçemezsiniz, sadece izin vermeniz ve denemesini sağlamanız gerekiyor. Çocuğa o da olmaz, bu da olmaz, bir tane aktivite yapabilirsiniz diye kısıtlarsanız, işte o zaman siz çocuğu maymun iştahlılığa itmiş olursunuz. Dolayısıyla aslında bakarsanız, çocuğun suçu değil. Evliliği kurmak için çocuğu araç olarak kullanan ailelerin yaşayabilecekleri o kadar çok sorunlar var ki, evliliklerini kurtarmaya çalışalım derken, Allah göstermesin ki çocuklarını ruhen kaybedebilirler.

 

Bu gerçekten olabilecek bir şey, çünkü çocuğu kendiniz için programlıyorsunuz. Evliliğimizi kurtarsın gerisi önemli değil diyorsunuz. Var mı böyle mi bir şey? Aracı olmak ayrı, araç olarak kullanmak ayrı, fakat şunu unutmayın ki çocuk evlilik kurtarmak için ne aracı olabilir nede araç. Çocuk dünyaya geldiği zaman, “Hadi evliliğinizi kurtarmaya geldim, kurtarmaya gidelim,” mi diyor, sizce bu kadar saçma bir şey olabilir mi? Bir defa anne ve baba olmak zaten kolay değil, üstüne karı kocanın arası kötüyse, hiçbir şey kolaylaşmıyor, hatta aksine zorlaşıyor. Çocuk sahibi olmak istiyorsanız, anne ve baba olmak için hazır olacaksınız, başka çareniz yok. Bir defa bir kadın niçin evlenmek ister, bunu hiç düşündünüz mü?

Bir kadın;

1) sevdiği bir erkek ile hayatını birleştirmek için,

2) hadi klasik bir cevap olsun, babası hayattayken gelinlik giymek ister,

3) anne olmak için. Demek ki bir kadın evleneceği zaman, her şeye hazırlıklı olmak zorundadır. Hem evinin kadını olmaya ve zamanı geldiğinde anne olmaya. Çocuğu araç olarak düşünen zihniyetteki kadınların anne olması imkansızdır. Hatta mümkünse, öyle düşünen kadınlar anne olmasın. Her zaman deriz ya, “ Sadece doğurmak ile anne olunmuyor”. Annelik doğurduktan sonra bitmiyor. Dünyaya getirdiğiniz çocuğu, karakterli bir birey olması için destek vermeniz ve yetiştirmeniz gerekiyor. Kolay değil, fakat bunun için en az 18 yılınız var. Liseden mezun olana kadar yetiştirebilirsiniz.

 

Çocuğu araç olarak değil, toplumun kabul edeceği bir birey olarak yetiştirmeniz gerekir. Eğer aile veya kadın gerçekten sadece evliliğini kurtarmak için çocuk sahibi olmak istiyorsa, çocuk tabii ki belli bir yaşa kadar annesinin, onu dünyaya getirme amacını bilemez, fakat öyle bir yaşa gelecek ki, aklı başında olacak, konuşabilecek, anlayabilecek, düşünebilecek ve duygularını ifade edebilecek. Öyle olduğu zaman, annesine bırakın binlerce, milyonlarca soru soracak, bu da annesinin ilgisiz olduğundan kaynaklanacak. O zaman kadın, nasıl bir cevap verecek? “Çocuğum ben seni sadece evliliğimi kurtarabilmek için dünyaya getirdim,” mi diyecek? Böyle bir cevap veren kadını bir kez daha kınarım açıkçası. Hiçbir çocuk dünyaya aracı olmak için gelmez, gelemez, gelmemeli, bunun başka bir açıklaması yok.

 

Çocuğunuz bebekken onunla oynayabiliriz ve sevebiliriz, gerçekten bazı bebekler oyuncak gibidir, fakat unutmayın ki oyuncak değiller, hele ki kullanacak araç, hiç değiller. Bir çocuğun psikolojisi anında bozulmaz, yavaş yavaş, gün geçtikçe bozulur ve bazen bozulduğunu bile fark etmezsiniz. Çocukta aslında neden bozulduğunu anlayamaz. Hatta annesi aracı olarak doğurduğu çocuğu, en basit şekilde özetlemek gerekirse, belli bir yaşa kadar çocuk zaten hiçbir şeyin farkında değil. Bu da 5-6 yaşına kadar devam eder. Sonrasında çocuk zaten anne ve babasını tam olarak tanımış olur. Anne veya babası sürekli yanında değilse, iştedir veya dışarıdadır, anne veya babasının söylediği “Kızım baban işte,” “Yavrum annen işte geç gelecek” gibi yalanlara kanabiliyor.

 

Bir süre daha geçiyor ve bakıyor ki anne ya da babası, ya hiç eve gelmiyor ya da bir geliyor, sonra gidiyor, onunla oynamıyor. Hala çocuk çok fazla sorgulamaz, ama gittikçe “Neden babam evde durmuyor” ya da “Annem benimle oynamıyor” soruları oluşmaya başlar kafasında. Bundan sonrası daha kötü, çünkü çocuk gitgide büyüyor ve sorgulayacak daha fazla şey oluyor, hatta daha da kötüsü anne veya babasına daha detaylı sorular sormaya başlıyor, fakat çocuğun ruh hali gitgide 10 yaşından önce bilinçsiz olarak bozulmaya başlıyor. Örnekte anlattığım müzik öğrencim gibi. Çok tatlı bir kız çocuğu ve o da aslında neden dünyaya geldiğinin farkında değildi, fakat çevredeki etkilerden dolayı gitgide ruhen bozuluyordu.

 

Bir çocuk dünyaya getirecekseniz, ona sahip çıkın, ona güzel bir yuva verin ve geleceğine en güzel şekilde hazırlayın. Onu kendi evliliğiniz veya kendi iyiliğiniz için kullanmayın. Madem gerçekten ömür boyu seveceğiniz biriyle evlendiniz, o zaman size renk katması için bir çocuk dünyaya getirin. Eğer evliliğinizden emin değilseniz veya evlenmeyi düşündüğünüz kişi ile ömür boyu mutlu olup olmayacağınızdan emin değilseniz, bunu bir çocuk dünyaya getirerek netleştirmeye çalışmayın. Çocuklar hayatımızın en masum canlılarındandır, onları araç etmeyin, kullanmayın.

Daha Fazlasını Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu